2 Ocak 2012 Pazartesi

"No Reservations"

Film tutkunu olmama rağmen çok az filmi defalarca izlemişimdir.. ve her defasında aynı tadı almışımdır.. "No Reservations" filmi de bunlardan biri :) İlk izlediğimde 2008 yılının başlarıydı.. Bir kış günü "DT" ile mısır patlatıp ödevlere ara verip -yani dersten kaytarıp- izlemiştik. O senenin yazını filmin de geçtiği New York'da geçirdim.. 2009 da da aşçılık kursuna gidip mutfak dünyasına adım attım :)
"DT" Catherine Zeta-Jones'un ben olduğumu söylemişti :))) şimdi bakıyorum evet bazı huylar gerçekten benziyor :)) özellikle hayatta herşey için eleştiriye açık olan ben yaptığım yemek konusunda eleştiri kaldıramıyor olmam :)


Film hakkında hayatımdan ipuçlarına gelince "Nick" başlı başına bir konu iken filmde giydiği Bistro by Mario Batali model Crocs'lardan ben de olması hakikaten tesadüftür :))) ya da bilinç altı :))) malum önce filmi izledim :) sonra crocs aldım :)))
Herkesin içinden mırıldandığı "Sway" şarkısını en sevdiğim müzisyenlerden olan Michael Bublé'nin söylüyor olması başkaca bir noktadır..



Film beni çok etkilemişti ama NY'a gittiğimde aklımın ucunda bile yoktu aslında nerede çekildiği.. ama birgün Downtown'da sokakları arşınlarken hafızama ayrıntılarıyla kazınmış olan "Nick- Zoey-Kate Bistro" karşıma çıktı :) Hudson Caddesi ve 7. Cadde arasında kalan Bedford Sokağı ve Grove Sokağının kesiştiği köşede yer alan "The Little Owl" Cafe :)))İşin ilginç tarafı hayalimde sahip olmak istediğim bistroya bakıyor olmamdı.. tabi ki hemen beni içeri çekti.. keyifli bir Bacon Cheeseburger ziyafeti ile kendime geldim.. Sonra yaptığım ufak araştırma aslında bu cafenin meşhur "Friends" dizisindeki cafe olduğunu öğrendim :)
Evim olursa sahip olmak istediğim Amana buzdolabının ve Smeg marka fırının filmde kimsenin dikkatini çekmiyor olması da herhalde benim nasıl izlemiş olduğumu anlatmaya yetiyordur :))
Herhalde Nick gibi yemekten anlayan ve yapmaktan zevk alan.. sabahları pancake ile günaydın diyen ve benim bistro hayalimin parçası olan birini hayatımda istiyor olmam da kınanmamalı değil mi? :))))
Filmin içerisinde en sevdiğim replik sonlarda DR ile Kate arasında geçiyor: Kate:"Keşke hayatın da bir tarif kitabı olsa da ne yapacağımızı bilebilsek" DR:"En iyi tarif kendi tarifindir." ve gerçekten de öyledir :)))

The Tang

Hiç yorum yok: